Hakkımda

Aslında her şey 2012 yılında cok yakın bir arkadaşımın „öfkelenince kaplan kesiliyorsun ama içinde yaralı bir çocuk var biliyor musun“ demesiyle başladı.  Elimde iki sene önce yaşadığım bir şok sonrası aniden  başlayan ve  her sene artan bir alerji ve „32 senedir polenlere tepki vermeyen bedenim, neden bir anda bu kadar agresif tepkiler veriyor „ sorusu vardı. Sağlığım için araştırmalar yapıyor, alternatif tedaviler deniyordum ve hic birşeyin farkında olmadığımın bile farkında değildim, ne bedenimde olup bitenlerin, ne duygularımın, ne de neyin neden olduğunun.

2014 yılında alerjinin seyri astıma kadar gitti ve 3 ay kadar astım spreyleriyle dolaştım. Spreyler sayesinde sadece semptomları gidermenin uzun vadede yetmeyeceği çok açıktı ve bunun altına bakmak lazımdı ama nasıl ?

Bu soruyla arka planda mesgul olmakla beraber eyleme geçebilmem 2015’i buldu. O zaman 10 yaşındaydı kızım. Çok hassas, onaylanma ihtiyaci yüksek bir çocuktu, her şeyden kendini suçlayacak bir şey bulabiliyor ve sevdiklerini kaybetmekten de çok korkuyordu. Bir süredir çok sevdiği bir sınıf arkadaşıyla sorunlar yaşıyordu ve karın agrıları artmıştı. Yine olaylı bir okul gününden sonra  bana arkadaşıyla o gün aralarında geçenleri anlatırken başımdan kaynar sular döküldü bir anda. Arkadaşının sıradan bir sözünü son derece kişisel alabiliyor, kendini neredeyse yerle bir edecek kadar suçluyor ve cok derin bir üzüntü yaşıyordu. Aynı ben. Kızımda kendimi gördüm, uzun zamandır hiç görmediğim kadar yakından hem de. Ben yıllardır böyle miydim yani ? Etrafımdakiler için de nasıl zordu kimbilir bu kadar kırılganlıkla başetmek . Ve o gün  sadece kızımı iyileştirmeye  çalışmanın anlamsızlığını idrak ettim. O benim neyim var neyim yoksa hepsini sünger gibi çekiyor ve ben kendimde hiçbir şeyin farkında olmadan güya ona yardım etmeye calışıyordum. Tıpkı alerjimin sepmtopmlarını ilaç alarak gidermeye çalışıp altında yatanlara bakmadığım gibi.

İnsan 34 sene boyunca kendinden, duygularından, içinde olup bitenlerden, bedeninden uzak, neye ihtiyacı var, ne iyi gelir, ne gelmez, asıl derdi nedir bilmeden yaşayınca nereden başlayacağını bilemiyor. Ben yine bildiğimden, kızımdan başladım. Çocuk doktorumuza son dönemde yaşadıklarından bahsettiğimde Bach çiçeklerini önermesiyle biz de Bach çiçekleriyle tanışmış olduk. Kısa bir sürede kızımdaki etkisini görünce kendim için de bir randevu ayarlayıp yarım saatlik görüşmeyi 1,5 saate uzatarak, ben bu çiçekleri daha yakından tanımak istiyorum diyerek çıktım doktorumuzun yanından ve hemen en yakın tarihteki kursa kaydımı yaptırdım.

Elimde bir alerji, çok derin bir üzüntü, tutulamamış bir kaç yas ve bol miktarda öfke vardı. Ve cesaretim. Her insanın doğru zaman gelince kendinden kaçmayı bırakıp cesaretini topladığı bir nokta var, işin ucu canından çok sevdigi çocuğuna da dokunca daha bir cesur sokuyor elini kora sanırım.  

Bach çiçekleri benim hayata bakış açımı değiştirdi. Hiçbir şeyin tamamen kötü ya da tamamen iyi olmadığını görmemi, yargılarımı bırakmamı, her duygunun bir görevi olduğunu, en olumsuz görünen özelliklerimizin özünde sadece kendi özümüzden uzaklaştığımız için dengenin bozulduğunun habercisi olduğunu anlamamı ve dengemizi yeniden bulunca nasil potansiyellere dönüştüğünü birebir deneyimleyebilmemi sağladı. Bach çiçekleri sayesinde hayatımda ilk kez kendim için yola düştüm ve o yolda hiçbir klasik öğretiye, şu terapi doğrudur, bu yanlıştır gibi bir sınırlandırmaya takılmadan, içimdeki ses beni nereye götürdüyse, bana iyi gelen ne varsa hiçbir önyargıya kapılmadan peşinden gittim ve gitmeye de devam ediyorum.

Siz de gidin, özgürlüğünüzü ilan edin, içinizdeki sese izin verin, size ne iyi geliyorsa peşine düşün ve kimsenin sizi yolunuzdan alıkoymasına izin vermeyin. İnsanın hem kendisi, hem yakın çevresi, hem de evrensel bütünlük için yapabileceği en büyük şey gerçekten kendi özünden gelenin ortaya çıkması için emek vermek. Özümüzde saf sevgiden başka bir şey yok , bırakalım, sadece olalım ve izin verelim ortaya çıksın. Herşey bizde başlayıp, bizde bitiyor, sen de kendinden başlayabilirsin, neden olmasın ?

Sevgiler,

Havana

Özgeçmiş

Havana Çelik 1978, Çavdır (Burdur) doğumlu. Çavdır ilkokulunu bitirdikten sonra, ortaokul ve liseye Burdur Anadolu Lisesinde devam etti. 2000 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme bölümünden mezun olduktan sonra 2004-2010 yılları arasında Viyana Ekonomi Üniversitesinde (WU) işletme lisans ve lisansüstü eğitimini tamamladı.

3 yıl banka deneyimi olan Havana Celik, 2010 yılından bu yana kurumsal bir organizasyonda finansal raporlama uzmanı olarak çalışmakta ve iş hayatının yanısıra Bach çiçekleri , Reiki, Quantum Touch, Access Bars egitimleri almıs ve almaya devam etmektedir.

Evli ve iki çocuk annesi olan Havana Çelik, 2002 yılından bu yana Viyana´da yaşamaktadır.

Sertifikalar